Yazar İBN MİSKEVEYH
Ebû Alî Ahmed b. Muhammed b. Ya‘kūb b. Miskeveyh el-Hâzin (ö. 421/1030)
Doğum tarihi ve yeri konusunda kesin bilgi olmayan İbn Miskeveyh’in Rey’de doğduğu sanılmaktadır.
Büveyhîler devrinin ünlü düşünürlerinden olan İbn Miskeveyh’in hayatına dair bilgiler sınırlıdır;
özellikle çocukluk ve yaşlılık dönemine ait hemen hiçbir bilgi yoktur.
İbn Miskeveyh’in henüz genç iken Büveyhî vezirlerinin dikkatini çekmesi o yaşlarda iyi bir eğitim
gördüğüne işaret eder. Ancak hem bir ilim adamı hem de bürokrat olarak yetişmesi Büveyhîler’in
hizmetine girmesiyle başlar. Bu hânedan mensuplarıyla ilk ilişkisi, Muizzüddevle’nin veziri
Mühellebî’nin 340’ta (952) onu kendisine nedim olarak tayin etmesiyle başlamıştır. İbnMiskeveyh,
vezirin öldürüldüğü 352 (963) yılına kadar Bağdat’ta onun hizmetinde bulundu. Bu zaman içinde
resmî kişilerin yanı sıra devrin âlimleriyle tanıştı. Aynı zamanda bir ilim adamı olan vezir, İbn
Miskeveyh’ten tarih alanında kendini yetiştirmesini istedi. Bunun üzerine sık sık, Taberî’nin öğrencisi
olan Kadı Ebû Bekir Ahmed b. Kâmil’in Bağdat’taki evine giderek ondan tarih dersleri aldı ve
Taberî’nin Târîḫu’r-rusülve’l-mülûk adlı eserini okudu.
Muizzüddevle, Mühellebî’yi öldürtmesinden sonra İbn Miskeveyh’i de görevden uzaklaştırınca filozof
Bağdat’ı terkedip Rey’e gitti ve orada yaklaşık iki yıl kaldı. Ardından Rüknüddevle’nin veziri Ebü’l-
Fazlİbnü’l-Amîd, İbn Miskeveyh’i 354’te (965) Rey’e davet etti. İbn Miskeveyh, vezirin kütüphanecisi
ve defterdarı olarak onun öldüğü 360 (971) tarihine kadar zamanının çoğunu kütüphanede geçirerek
vezire hizmet etti.
Rüknüddevle, Ebü’l-Fazl’ın ölümü üzerine oğlu Ebü’l-Feth’i 360 (971) yılında yerine vezirliğe getirdi;
yeni vezir de İbn Miskeveyh’i kütüphaneci ve defterdar olarak görevlendirdi. Ebü’l-Feth, aynı yıl
Rey’den Bağdat’a gelince İbnMiskeveyh de onunla geldi; vezirin 366’da (977) Bağdat’ta
öldürülmesine kadar onun hizmetinde bulundu.
İbnMiskeveyh, daha sonra Şîraz’da Büveyhî Hükümdarı Adudüddevle’nin hizmetine girdi ve beytülmâl
yöneticisi, hükümdarın hazinedarı ve nedimi olarak çalıştı. Kendisi de bir ilim adamı olan
Adudüddevle’nin vefatına kadar (372/983) sarayda kaldı. Bu arada saray tabibi İbnü’l-Hammâr ile özel
dostluk kurarak tıp ilmiyle de meşgul olma imkânı bulmuştur.
İbn Miskeveyh, Adudüddevle’nin ölümü üzerine 373’te (983) Şîraz’dan ayrılarak onun Rey’de
hükümdarlık yapan oğlu Samsâmüddevle’nin hizmetine girdi, Vezir İbnSa‘dân’ın da nedimi oldu. Bu
sırada şair İbnü’l-Haccâc, filozof EbûHayyân et-Tevhîdî, mantıkçı İbn Zür‘a, matematikçi Ebü’l-Vefâ el-
Bûzcânî gibi âlimlerle tanıştı. İbn Sa‘dân’ın 375 (985) yılında öldürülmesi üzerine İbn Miskeveyh’in
Samsâmüddevle ile ilişkisi de sona erdi. Filozofun hayatının yaklaşık kırk-kırk beş yıl süren bundan
sonraki dönemi iyi bilinmemektedir.
İbn Miskeveyh’in ilmî ve fikrî şahsiyetinin gelişmesinde devlet adamlarından gördüğü teşviklerin ve
devrinin âlimleriyle münasebetinin önemli rolü olmuştur. Vezir Mühellebî’nin teşvikiyle edep
literatürüne yönelmiş, Bağdat’ta Ahmed b. Kâmil’den tarih öğrenmiş, daha sonra Sâbit b. Sinân ile
tanışarak onun tarihle ilgili eserini incelemiş, Ebü’l-Fazl İbnü’l-Amîd ve oğlu Ebü’l-Feth zamanında
matematik ve kimya gibi aklî ilimlerle uğraşmıştır. Bu dönemde Ebû Süleyman es-Sicistânî’den mantık
ve felsefe tahsil etmiştir. Ayrıca Ebû Tayyib er-Râzî’den kimya dersleri almış, onunla Câbir b. Hayyân
ve Ebû Bekir Muhammed b. Zekeriyyâ er-Râzî’nin kimyaya dair kitaplarını okumuştur.
Adudüddevle’nin teşvikiyle felsefeyi ve diğer felsefî ilimleri öğrenmiştir; aynı şekilde devrin ünlü
Aristo yorumcusu ve “ikinci Hipokrat” unvanıyla anılan Hıristiyan filozof ve tabip İbnü’l-Hammâr’dan
felsefe ve tıp konusunda faydalanmıştır. Bu arada Ebü’l-Hasan el-Âmirî, Bîrûnî, İbn Sînâ ve Ebü’l-Vefâ
el-Bûzcânî gibi devrin diğer ünlü filozof ve bilginleriyle tanışma fırsatı bulmuştur. Hayatının son
dönemini ilme ve eserlerinin telifine adadığı söylenen İbn Miskeveyh gerek ilmî kişiliği gerekse
eserleriyle haklı bir şöhrete kavuşmuş, bu sebeple kendisine “el-muallimü’s-sâlis” unvanı verilmiştir.
Tarihten felsefeye, matematikten tıbba kadar ilimlerin her çeşidinde eser vermekle birlikte İbn
Miskeveyh daha çok tarihçi, filozof, özellikle ahlâk düşünürü olarak dikkat çeker. Felsefede Fârâbî
veya İbnSînâ ile boy ölçüşecek seviyede olmasa da dikkate değer eserler ortaya koymuştur. Ahlâk
alanında yaptığı çalışmalar birçok bakımdan ilk olma özelliğine sahiptir ve asırlar boyunca Müslüman
ahlâkçıları etkilemiştir.
En Önemli Eserleri: 1. Tecâribü’l-ümem ve teʿâkibü’l-himem. 2. Tehẕîbü’l-ahlâk ve taṭhîrü’l-aʿrâḳ
(Kitâbü’ṭ-Ṭahâre ve ṭahâretü’n-nefs). 3. Câvîdân-hıred. Arapça el-Ḥikmetü’l-ḫâlide adıyla da tanınan
ahlâkî hikemiyata dair bir eserdir. 4. el-Fevzü’l-aṣğar. Elimizdeki eser. 5. Kitâbü’l-Hevâmilve’ş-şevâmil.
6. Risâle fî mâhiyyeti’l-ʿadl. 7. Tertîbü’s-saʿâdât ve menâzilü’l-ʿulûm. 9. Risâle fi’n-nefsve’l-ʿaḳl. 10.
Kitâbü’l-ʿAḳlve’l-maʿḳūl. 11. Vaṣıyye. Filozofun hayatı boyunca bağlı kalmaya söz verdiği ahlâkî
kuralları ihtiva etmekte olup Yâkūt el-Hamevî tarafından nakledilmiştir.
İbn Miskeveyh 9 Safer 421’de (16 Şubat 1030) vefat etmiştir.